Merhaba,
Bebeğimizin doğumuyla birlikte hayatımız oldukça büyük bir değişikliğe uğradı. Biz zaten buna hazırlıklıydık. Benim hazırlıklı olmadığım şey ise ufaklığın benim dünyamda yaratmış olduüu değişimler, fırtınalar. Alp dünyaya geleli 2 ay oldu. Bu iki ay benim iç çatışmalarımın resmen durulduğu, hayata dingin bir pencereden bakmayı öğrendiğim süre oldu. Hayır, sanmayın ki Alp uslu bir bebek. Kolik (buna ayrıca değineceğim ya neyse), uykuyu hiç sevmeyen ve ilgi delisi bir çocuk. İki aydır gün içinde toplam en fazla 8-10 saat uyuyor. Benim uyku sürem ise bunun yarısı. Peki hangi arada içime bir Polyanna kaçtı? Polyanna demeyelim ama sanırım eskiden ''kadın'' olmaktan utanırdım. Erkeksi davranmak, hissetmek, kadınsı şeyleri küçümsemek sanki doğamın bir parçasıydı. Bebekle beraber sanki içimde saklı olan bir kadın da doğdu. Artık mesela inci sözlüğü okuyup gülerek harcadığım vakti kadınlar kulübü forumlarında harcıyorum. :)
Hayır, ağzımdan hamişli göbüşlü sözler döküleceğini, ne kadar hassas ve mükemmel bir anne olduğumu anlatacağımı sanıyorsanız aldanırsınız. (bu yorum kadınlar kulübü'nden bağımsızdır.) Ben sadece yazmayı seviyorum. Uzun zaman yazdığım herşeyi hemen sildim ya da kıyıya köşeye sakladım. Hala herşeyi paylaşma konusunda kararsızım. Ama bir süredir paylaşmanın keyfini sürmeye çalışıyorum. Hayatımın bundan sonrası en çok bebeğimle ilgili olacağı için, bu blogu da ona adıyorum. Ve yine hayır, aşkımlı balımlı bir blogdan ziyade Alp'ten öğrendiklerimi, Alp'le öğrendiklerimi paylaşmaya çalışacağım.
Özellikle bloga adını veren Alp'in oyuncaklarının hikayesine dönersek, her şey üç gün önce oyun minderi siparişi vermek için nete girmemle başladı. Baktıklarımın hiçbirisini beğenmedim ve ağzımdan şu cümle döküldü; ''Ben daha iyisini yaparım!'' Beni tanıyor olsaydınız bu cümlenin ne kadar cüretkar ve komik olduğunu anlardınız çünkü bendeniz 30 yıllık ömrümde bir çorap dahi onarmış, bir kopuk düğmeyi dikmiş değilimdir. Yine de madem dedim bir kez, inat ettim öğreneceğim. Yaptıklarımı yayınlamaya az sonra başlayacağım. Özellikle dikişlere dikkat edip, arkanıza bakmadan dönüp kaçabilirsiniz, hiç gocunmam. Yine de benimle beraber öğrenmeye başlamayı tercih ederseniz, beraber ilerleriz. Ya da daha da güzeli, belki bildiklerinizi bana da öğretmek isteyebilirsiniz ki şahane olur.
O halde hoşgeldin Alpim, hoşgeldin içimdeki kadın ve hoşgeldiniz. Haydi başlayalım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder