Ayın 14'ünde Alp'im 6. ayını doldurdu. Bu arada hayatında o kadar çok değişiklik oluyor ki, yazmak için sabırsızlanıyordum. Ama malesef bu ülkede mutlu olmak ne mümkün. 13 Mayıs 2014'te Manisa Soma'da bir maden ocağında çıkan yangında 300'den fazla madenciyi kaybettik. Üstelik sayının çok daha fazla olduğu (700-1000?) ama saklandığı söyleniyor. Ulusal yas ilan edildi ama hiçbir şeyin hesabı sorulmadı, hiçbir şey düzelmedi...
Bu kara günlerde kişisel sevinçler çok anlamsız görünüyor. Ama canım oğlum, kayıt düşmeden edemeyeceğim. Sen hayatında kaç kez 6 aylık olacaksın ki? Felaketi hatırlamayacaksın elbette. Ama umarım sen büyüdüğünde yaşanmış son felaket olarak kalır hafızalarda. Ne olursa olsun hakkını arayan, onurlu, dürüst ve vicdan sahibi bir adam olmanı dilerim...
Ayın 13'ü 6. ay aşıları zamanındı. Sağlık ocağıyla defalarca aşıları ayırmak konusunda konuşmuştuk. En sonunda ikna olup 5'li karma aşını cumaya (16 mayısa) bıraktılar. Aşılar ateş ya da huzursuzluk yapmadı o gün. Ertesi gün, tam 6. ay dolarken nasıl ağladın bütün gün. Tolga Dayın okuldan geldi, sen kapıda gördüğünde başladın ağlamaya, bütün gün içli içli ağladın. Başta aşıdan zannettim ama ağlarken küçük bir süpriz vardı; ilk dişin! Senin için zor bir gündü ama biz çok mutlu olduk kusura bakma. :) En güzeli de ateş,vs. olmamasıydı.
Ertesi gün, yani 15 mayıs için sünnet planlamıştık ama aşılar, ilk diş derken fazla gelecekti. O yüzden 20 Mayıs'a erteledik. Zaten 16'sında, yani bugün de karma aşıyı yaptırdık. Yine ateş, huzursuzluk olmadı çok şükür. Bu arada sağlık ocağında çok tatlı, ama klasik usül tedavi eden bir doktorumuz ve hemşiremiz var. Doktor teyzen sana bayılıyor. 3 aylıkken yanaklarını sıkıştırıp sarsıp seni korkutmasaydı daha iyiydi tabi. Şimdş yasaklı, korka korka seviyor. :) Hemşiremiz de çok şeker. Her seferinde 'aşı ateş yapabilir, ver ağrı kesici ateş düşürücü istersen.' diyor, 'tamam' deyip geçiyorum. Henüz çok şükür ne ağrı gördük ne ateş. Ayrıca olabilir de; azıcık ateş için gerek yok.
Çevredeki herkesin ilaca ne kadar meraklı olduğunu söylemiş miydim? Dişe, saça, kaşa, uykuya uykusuzluğa, emmeye, mamaya herkesin akıl edeceği bir ilaç var. 'He' diyorum, 'he'. Laf anlatmaktan bezdim. Aynı şeyi ek gıda için de dediler durdular. 'mama ver, yemek ver, alışmaz, semez sonra, su ver, süt ver, ver, ver,...'
Nihayet ek gıda zamanını da getirdik bunca baskıyla. Gururla söylüyorum ki ilk 6 ay sadece anne sütü alabildin. Şimdi ayrı eve çıkıyormuşsun gibi hissediyorum. Demek ki emmeyi bıraksan ağlayacağım. :)
Ek gıdalara Biraz havuç suyuyla başladık. Bizim niyetimiz tadına bakmandı ama yarım fincanı diktin kafana. Elbette sonra hepsini kustun. :)
Asıl ek gıdaya başlamamız keçi sütünden yoğurtla oldu. (13 Mayıs 2014). Ah bir de annen tutturabilse yoğurdu' Biraz süt gibi oluyor çoğu ama öğreneceğim inşallah. Sen de başta yüzünü buruşturdun ama kaşığı ele geçirince epey yedin. Şimdi kaşığı yoğurda batırıp veriyoruz eline, kendin yiyorsun.
Bugün buharda kabak haşlayıp verdim ama hiç sevmedin. (16 Mayıs 2014). Sanırım kabak güzel pişmemişti. Yarın bir daha deneyeceğiz.
Sünnete az kaldı. Ben hala nerede, kime sünnet yaptırsak diye endişleniyorum ama bu konuyu biraz babana bıraktım. Aşırı endişeli olmaya gerek yok, alt tarafı sünnet, değil mi? (off)
Son ayrıntı, 26. haftada yaşanan 5. büyüme atağını yaşıyormuşsun. Artık yakın-uzak, içinde-dışında gibi kavramları farkedebiliyormuşsun. Eh, bu kadar kısa zamanda bu kadar değişiklik yaşarken senden istikrar beklemek elbette insafsızlık olur. O yüzden bu aralar canın istediğinde uyuyor (ki dokuzu, onu buluyor.), canın istediğinde (malesefo hala sabahın 5'i:) ) uyanıyorsun.
Hayat 6. ayda ne kadar zormuş miniğim, kıyamam sana ben.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder