21 Mayıs 2014 Çarşamba

Sünnet


6. ayı doldurduğumuz bu günlerde, herşey arka arkaya gelirken biz bir deli cesaretiyle sünneti de aradan çıkarmaya karar verdik. Benim izinli olmam rahatlattı bizi. Zaten ''Hafif darlık var, sünnet yaptırsanız iyi olur.'' demişti doktorumuz. Hal böyle olunca daha fazla kıpır kıpır olmadan, yaz gelmeden, biz korkup vazgeçmeden sünneti yaptıralım dedik.


 Öncelikli meselemiz kime ve nerede sünnet yaptıracağımızdı. İlk seçenek elbette doğum da yaptığım özel hastanenin ürologuydu. Ama genel anestezi yapıyor oluşları ve anneyi ameliyathaneye sokmama kuralları baştan eletti kendilerini. Kendi sezeryan deneyimim ameliyathaneyle ilgili bende hoş anılar bırakmamıştı. O kadar soğuk ve yabancılarla çevrili bir odada tek başına kalmana gönlüm razı olmadı.  Diğer ilçeleri araştırırken çevredeki tecrübeli arkadaşların neredeyse hepsi sünnetçi tavsiye ediyordu. Bu fikri başlarda dehşetle karşılasam da, araştırdıkça bende de ibre sünnetçiye kaydı ve onda karar kıldık. Anlaştığımız sünnetçi zaten Muğla'da neredeyse tek, 40 yıllık tecrübesi olan başarılı biriydi. Sünneti evde yapacaktı.
Tolga Dayın zaten günler öncesinden moral motivasyon için yanında yerini almıştı. Burak Amcan da bir önceki gün geldi. Dün, yani 21 Mayıs 2014'te, saat 6.00'da sünnetçi gelecekti. Bir saat kadar öncesinde yine okuldan ve işten arkadaşlarımız sağolsunlar geldiler. Onlar gelince ancak biraz daha az gergin hissetmeye başlamıştım ki, sünnetçi bir rüzgar gibi girdi içeri. 'Hop havlu, bebek nerde, aç bakayım altını, tutun, edin,...' derken sünnet göz açıp kapayana kadar başladı bile. Önce kremle uyuşturup ardından bir iğne yaptı. Uyuştuktan sonra cerrahi sünnet yaptı. Dikişler bir haftaya kadara kendini atacakmış. Canın başlarda yanmıyordu ama kalabalıktan, herkesin başında toplanmasından o kadar korkmuştun ki ağlamaya başladın.

Bir ara sünnetçinin elinden neşteri kapıp adamı kovalamayı içimden geçirdim hatta. Bize bir asır gibi gelen ama aslında tam 5 dk sürmüş sünnet bitince sünnetçi geldiği hızla gözden kayboldu. Senin zaten çok uykun vardı; hemen emzirdim, uyuklamaya başladın. İşte o anda, anlatılan meşhur ilk çişini yapmaya karar verdin ve bizim için drama başladı. :( Aman Allah'ım, ayaklarını sallayarak çığlık çığlığa ağlıyordun, durdurmak imkansz gibiydi. Bu arada ben fitil kullanımına karşı olduğum için sünnetçinin tüm tavsiyelerine kulak tıkayarak sadece ağrı kesici şurup vermiştim. Baktık ağlaman dinmeyecek, atladık arabaya seni gezmeye çıkardık. Ama ne fayda! Yaklaşık bir saatin sonunda artık pes etmiştim. Yarıma yakın fitil verdik ve kucağımızda uyuyakaldın. Keşke baştan acı çektirmeseydim. :( Gece ona kadar kucağımızda, sonrasındaise yatağında mışıl mışıl uyudun. Gece sadece iki defa emmeye kalktın. Sabah 4'te yine -ve son kez- fitil verip uyuttuk. Bugün ise iki yarım kaşık ağrı kesici içirdik. Öğleden sonra ve akşam ise hiçbir şey vermedik. Çok şükür herhangi bir ağrı sızı yaşamadın ki hiç huysuzlanmadın. Umarım ilerleyen günler de böyle sağlıklı ve huzurlu atlatılır.
Bugünün bombası şüphesiz sünnetçinin pansumana geldiği zamandı. Adam oturup, seni önceki gün sünnet ettiği pozisyonda yatırdı. Daha dokunmadan sen bir önceki gün sünnet olurken yaptığın gibi ağlamaya başladın. Aman Allah'ım sanki yeniden sünnet oluyordun! Adam pansumanı zar zor bitirdi. :)
Mümkün olduğunca iki saatte bir verdiği kremleri kullanıp, bir hafta pansuman yapacağız. İnşallah sorunsuz bir hafta olur.
Kıyamam fındığıma :3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder