Alp 6 aylık oldu artık. İlk 3 ay bizi neredeyse hiç uyutmadı diyebilirim. Kendisi memede kestirip, uyanıp emmeye devam ediyordu, sonra tekrar uyuyordu. Bana neredeyse hiç dinlenme fırsatı vermedi kolik nöbetlerinde. O kadar uykusuzdum ki, uyurgezer olmuşum bir ara. Uyanıp bebeği alıp emziriyor, yemek yiyor, hatta muhabbete katılıyormuşum ama ben bunların hiçbirisinden haberdar değildim. Ağlama nöbetleri geçsin diye gaz ilacı bile kullanmıştım-o dönem ilaç kullanımı karşısında bu kadar dik duramıyordum.- ama ilaçla, damlayla vs alakası yok. Bu gerçekten geçici bir dönem ve bebeklerin birçoğunda 3. ayda azalarak bitiyor. Biraz sabır ve bolca sevgiyle halledemeyecek birşey yok.
Annemle aramızda ben bildim bileli adı konulamayan bir soğukluk,bir gerginlik olagelmiştir. Bir gün (otuz yaşında!) ben doğduktan sonra bir hafta hastanede kaldığını, beni bırak emzirmeyi, kucağına bile alamadığını anlattı. Onu hastaneye yatırmışlar, beni de evde şekerli su ile (!) beslemişler. Eşim derhal teşhisi koydu; bizim aramızdaki soğukluğun sebebi buydu ona göre. Doğru ya da değil, bu beni gerçekten etkiledi ve Alp'i ilk 3 ay deyim yerindeyse hiç kucağımdan düşürmedim. Gak dese emzirdim, guk dese kucakladım. Haydi itiraf edeyim, hala öyleyim. Aman saatli emzireyim, aman kucağa alışmasın demedik hiç. Bol bol şımardık, şımarttık.
Vee geldik 6. aya. Artık belli alışkanlıkları oturmaya başladı. Uykusu düzene girdi gerçi; akşam 7'de banyo, emzirme ve uyku. Arada aksayabiliyor elbette, özellikle misafir geldiği zamanlarda ama o kadar olacak. Bir de gündüz uykuları kabaca aynı zamanlarda olsa da akşam uykusu kadar net değil. Her gün çalışmadığım ve çalıştığım günlerde de farklı saatlerde işe gittiğim için o konuda yapacak birşey yok. Ben emerken uyumasın, kendi kendine uykuya dalabilsin istiyorum. Bazen çok emiyor çünkü, rahatsız olup uyanıyor. Ya da ben işteyken uykusu geldiğinde uyutmak babası için bir işkenceye dönüşüyor. Gerçi Alp bu konuda bize uyku eğitimi verdi sağolsun. Uykusu geldiğinde kucağa alınınca 'eee,eee,ee' diye ninni istediğini söylüyor, sonra kucakta gezerken uykuya dalıyor. :)
Bazen yorucu olabilen uykuya dalma sorunumuz için en uygun uyku eğitimini araştırıyorum bu günlerde. Genellikle Bebek Yapım Bakım Onarım blogu ve grubunu temel alıyorum. Eren Kaya'nın Uyku Notları odukça güzel bir yazı olmuş. Yine de temel felsefeleri incelemek isterim derseniz şurada kısaca özetlenen uyku eğitimlerinden birini deneyebilirsiniz. Bizim şimdilik odayı ayıramadığımız için eğitim şansımız yok ama önümüzdeki günlerde, havaların ısınmasıyla beraber en uygun eğitime geçeceğiz inşallah.
Alp'e Dip Not : Bu günlerde döne döne uyumayı öğrendin. Gece yarısı 'çaat' diye beşiğin parmaklıklarına kendini çarpmanla uyanıyoruz. Eğer çarpmadıysan, seni uyandığımda çoktan uyanmış, beşiğin içinden kocaman gözlerle bize bakarken buluyoruz. Seni ilk kez öyle gördüğümde (gece yarısıydı ve hiç gözlerini kırpmıyordun.) ne kadar korktuğumu bilemezsin. Şimdi alıştık, keyifli bir seyre dönüştün. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder